SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5244 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ عَنْ وَاصِلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عُقَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ عَنْ أَبِي الْأَسْوَدِ الدِّيلِىِّ عَنْ أَبِي ذَرٍّ بِهَذَا الْحَدِيثِ وَذَكَرَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي وَسْطِهِ

 

Hz. Ebu Zer'den (rivayet edildiğine göre)

 

Nebi (s.a.v.) şu (bir önceki 5243.) hadisi (yaptığı bir konuşmanın) arasında dile getirmiştir.

 

 

İzah:

Muhammed İshak ed-Dehlevî'ye göre, metinde seçen “fi vesatjhi” kelimesinin sonundaki "hü" za­miri metinde gizli olarak bulunan "Hz. Nebiin yaptığı bir konuş­ma" sözüne dönmektedir. "Zekere" fiilinin faili de "ennebiyyü" kelime­sidir.

 

Nitekim Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde Hz. Ebu Zer'den rivayet edilen şu hadis-i şerif de bu görüşün doğruluğunu te'yid etmektedir.

 

"Sahabe-i kiramdan bazıları Hz. Nebie: Ey Allah'ın Resulü, ser* vet sahipleri (malî ibadetleri sayesinde) bütün sevapları alıp gittiler. On­lar bizim gibi namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi oruç da tutuyorlar. (Bizden fazla olarak bir de) mallarının fazlasını sadaka olarak veriyorlar; (dolayısıyle sevapta bizi geçiyorlar), dediler. Bunun üzerine Hz. Peygam­ber:

 

Sanki Allah (c.c) sizin için de sadaka olarak verebileceğiniz bir şeyler yaratmadı mı da (böyle diyorsunuz? Yapacağınız) her teşbih si­zin için bir sadakadır. Her hamdetmeniz bir sadakadır. (Eşinizle yap­tığınız) her cinsi münasebet bir sadakadır" buyurdu.

 

(Bunun üzerine): "Ey Allah'ın Resulü, birimizin (böyle) şehvetini(n gereğini) yerine getirmesinde kendisi için sadaka (sevabı) olur mu?" de­diler. (Hz. Nebi):

 

Pekiyi o adam şehvetini haram yollardan tatmin etseydi bundan dolayı günahkâr olmayacak mıydı? (Elbette olacaktı). İşte yine aynı şekilde şehvetini helâl yoldan tatmin ettiği için sevaba nail olacaktır" buyurdu ve (sonra) şöyle dedi:

 

"Onun kelime-i tevhid getirmesi bir sadakadır, tekbir getirmesi bir sadakadır. İyiliğe çağırması bir sadakadır, kötülükten sakındır­ması bir sadakadır."

 

Görülüyor ki, bir önceki hadis mealini sunduğumuz bu hadiste Hz. Nebi'in kendine sorulan bir soryu cevaplandırması esnasında söz arasında geçmişti. Bu durum bir önceki hadisin böyle söz arasında geçti­ğini ve dolayısıyla mevzumuzu teşkil eden hadiste geçen "fi vesatihî" ke­limesinin sonundaki "hu" zamirinin bu söze döndüğünü gösterir.

 

Yine Ebu Zer (r.a)'den rivayet edilen şu hadis-i şerif de bu gerçeği teyid etmektedir:

 

"Nebi (s.a.v.)'e: Mal sahipleri (olanca) sevabı alıp gitti, denildi de Nebi (s.a.v.): Sende (verebileceğin) pek çok sadaka vardır. Kulağı­nın büyük bir nimet olduğunu zikretmen bir sadakadır. Gözünün fa­ziletini dile getirmen bir sadakadır. Ailen ile cinsî münasebette bu­lunman bir sadakadır, buyurdu. Bunun üzerine Ebu Zer: Birimiz Şeh­vetinden dolayı da mükâfatlandırılır mı? diye sordu da (Hz. Nebi): Pekiyi şehvetini haram yolda harcamış olsa günahkâr olmayacak mıydı? dedi (Ebu Zer): Evet-cevabını verdi. Hz. Nebi de:

 

Şerri hesaba katıyorsunuz. Fakat hayrı hesaba katmıyorsunuz. buyurdu.

 

Avnü'l-Mabud yazarının açıklamasına göre arzetmiş olduğumuz bu görüş, tamamen doğru olmakla beraber, metinde geçen "zekere" fiilinin faili, bu hadisin ravisi Ebü'l-Esved'dir. Mef'ulü de "ennebiyy" kelimesi olabilir. Bu durumda "fi vesatihi" kelimesinin sonundaki "hû" zamirinin mercii de mevzumuzu teşkil eden hadistir. Bu ihtimale göre hadisin ma­nası şöyledir:

 

"Râvi Ebu'l-Esved "Nebi" kelimesini hadisin başında Ebû Zer kelimesinden sonra zikretmedi de hadisin ortasında zikretti" bu takdire göre mevzumuzu teşkil eden hadis Hz. Ebu Zer'e kadar ulaşıp Hz. Pey­gambere ulaşmayan "mevkuf bir hadistir.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif Müslim'in Sahih'inde şu ma­naya gelen lâfızlarla zikredilmiştir: "Her birinizin, her bir mafsalına karşı bir sadaka vardır. Her teşbih, bir sadakadır. Her tahmid bir sa­dakadır. Her tehlîl bir sadakadır. Her tekbir bir sadakadır. İyiliği emretmek, kötülükten nehyde bulunmak da birer sadakadır. Bütün bunlar namına kişinin kılacağı iki rekat kuşluk namazı, kâfidir."[Müslim, salatül müsafirin]